Senden ayrılınca anımsadım dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu.
Birine verilecek sevgin yoksa ona ümit dolu gözlerle bakma!
Aşk da önemli olan aynı elleri tutmak değil bir ömür hiç bırakmamaktır.
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık çalınan birinin kalbiyse eğer.
Gururunu hiçe sayıp dön demezsen her gün arkasından bakmakla yetinirsin.
Ağlayanı güldürebilmek ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş.
Sevgili arayıp da bulduğun birisi değil. Hiç aklında yokken aşık olduğun kişidir.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış. Kendi yolumu çizdiğimde anladım.
Gitmek istiyorsa bırakacaksın gitsin! Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin?
Çaresiz dertlere düştüm yok mu bunun çaresi? Var Yaşamayı ölecek kadar sevmek!
Yalnızım. Çünkü herhangi biriyle değil Beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim bu yola.
Aslında bütün insanları sevebilirdim sevmeye senden başlamasaydım.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
Ölürsem neye gam yerim ki en çok? Bir daha küfredemeyeceğime…
İnsanlarında yan etkileri olabiliyor. Kimileri başını döndürürken. Kimileri mideni bulandırıyor…
Aşk kelime değil bir cümledir. Kurmak içinse özneyle yüklem değil iki yürek gerekir.
Belki de insan sevmeyi bilmediğinden değil sevgisine layık biri olmadığından yalnızdır.
Bilinmedik bir hüzün var içimde bir gariplik. Anladım ki ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik.
Kimileri Seviyorum der çünkü ezberlemiştir. Kimileri diyemez çünkü gerçekten sevmiştir.
Hani bazı şehirler vardır ya saat 10′dan sonra kimsecikler olmaz… İşte senden sonrası ondan sonrası!
İçin yanarken üşümek yüreğin kan ağlarken gülmek özleyip de sevdiğini görememek. İşte aşk bu olsa gerek!
Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan daha çok bıktırmadan… Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan.
Bir insanı herhangi biri kırabilir ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş. Çok acıttığında anladım.
Gözler ve sözler ikisi de bir şeyleri gizler. Sözler ne kadar inkâr etse de gözler her şeyi bir bir söyler.
Kural bu En çok seven hep en önce terkedilir. Unutma vedalar acıtsa da bazen gitmek gerekir.
Anladım ki aşk her iki tarafı da mağdur eden yürekte izinsiz gösteri yapan mutluluk karşıtı bir eylem.
Bir hayli kırgınım. Beni anlamadığın kelimelerin aslında her şeyi anlatıyor oluşlarına kırgınım.
Biri sana git dediğinde kalmak istiyorum diyebilmekmiş sevmek git dediklerinde gittiğimde anladım.
Hayattan aldığım en büyük ders Sevgisiyle karşında sapasağlam duramayan birine asla yaslanmayacaksın.
Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı Allah iki ağız bir kulak verirdi. Onun için çok dinleyip az konuşmak gerek.
Ömür dediğin üç gündür dün geldi geçti yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür o da bugündür.
Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın bense hep arkandan ağladım.
Bağlanmayacaksın bir şeye öyle körü körüne. O olmazsa yaşayamam demeyeceksin Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü.
Benim öfkem gecelerin beyidir kalkar bir tek çocuk ağlasa! İşte bak bu anasız yasa Kanuninin değil bizimdir.
Öyle herkesi sevmeyeceksin seviyorum demeyeceksin seni seviyorum diyebilmek için gerekirse bir ömür bekleyeceksin.
Sevdiğin kadar sevilirsin. Seni seviyorum demek değil ki marifet önemli olan o kelimenin tüm sorumluluklarını alabilmek.
Kendi elinle kazdığın kuyuya aşk ufacık bir taş atmaktır. Gürültüsü büyüyünce sessizliğin marifet yosunlar gibi susmaktır.
Öyle bir seveceksin ki yüreğinden kimse ayıramayacak. Ve öyle birini seveceksin ki seni gözleriyle bile aldatmayacak.
Sevgili dediğin koluna değil yüreğine yakışmalı. Ve öyle gelip geçici bir heves değil Sonsuza dek nefesin olmalı!
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi kısacık kestirmelerin ardından dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Çok sahiplenmeden seveceksin mesela. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi Hem de hep senin kalacakmış gibi.
Öyle parçalandım ki ömrümde. Sevgi ile öfke arasında. Sevgimi öfke vurdu öfkemi sevgi kaçırdı İçim parçalandı arada.
Bilir misin ne zordur severek yaşamak. Ona benimsin deyip sarılamamak. Ne zordur hep yakın hissedip aslında ondan uzak olmak.
Boş boş seviyorum demekle olmaz göstereceksin sevdiğini hissettireceksin. Yapamıyor musun? O zaman yoldan çekileceksin.
Galiba yoruldum. Her şey kadar herkes kadar sen kadar… Kendimi her kaybettiğimde seni de kaybediyor olmaktan yoruldum.
Şişede durduğu gibi durmaz ki kâfir tutar insana insanları sevdirir kimi de tutamağı tutar tutar insanı insanlardan bezdirir.
Değişmek zor ama bazen aynı adam olmak daha zor… Hayat öyle yüklenir ki ne kalmak istersin ne gitmek. O durumdayım işte.
Küçükken annem yerde ekmek görünce yükseğe koy kuşlar yer derdi. Sevdiklerimizi hep yüksekte tuttuk acaba kuşlar mı yedi?
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığamadığını ve sonunda bir metrekarelik yere sığmak zorunda kalacağını fark etmeli insan.
Ülkenin farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri sen başkent… İlk isyan hep sende başlardı. Cezasını çekmek hep bana kalırdı.
Ne sahip olduğundur hayat ne de umdukların bunca zaman. Yüreğin kadardır hayat! Seviliyorsan renkli seviyorsan siyah beyaz...
Bir insana zorla sevdiremezsin kendini Bana güven diyemezsin. O bunu hissetmiyorsa tek bir söz söyleyebilirsin Sen bilirsin.
Acılara bakıp da küsme sevdalara gavura kızıp da oruç bozulmaz. Sök at kafandan acabaları kemik aynı yerden iki defa kırılmaz.
Artık başka biri alacak yerimi. Ve biliyorum zamanla unutacaksın beni ama son kez düşün sevebilir mi seni benim sevdiğim gibi?
Dolu dolu yaşa hayatı, dilini keşkeler sarmasın. Ve öyle birini sev ki; Gündüz güneşe, gece yıldıza ihtiyaç kalmasın.
Senden ayrılınca fark ettim iki cebim olduğunu.
Bir şanstan söz ettirmeyecek kadar mükemmel olmalı aşk.